• 772b29ed2d0124777ce9567bff294b4

Hasır Şapkalar, bu gezideki en güzel manzaraydı.

Ülkenin kuzey ve güney bölgelerini sık sık gezerim.

Tren yolculuklarında her zaman trenin penceresinin kenarına oturup dışarıdaki manzarayı seyretmeyi severim. Anavatanın o uçsuz bucaksız tarlalarında, zaman zaman hasır şapkalar takmış, ağır işlerde çalışan çiftçilerin silüetlerini görürüm.

Biliyorum, bu gösterişli hasır şapkalar, gezinin en güzel manzarasıydı.

O çiftçi kardeşlerin başındaki hasır şapkayı her gördüğümde, açıklanamayan bir duygu hissediyorum. Gençliğimde, memleketimin güzel tarlalarında otlarken birçok kez hasır şapka takardım.

Ağustos 2001'de Nanchang'daki 1 Ağustos Ayaklanması Anıt Salonu'nu ziyaret ettim. Sergi salonunun ikinci katının doğu köşesinde, bir zamanlar siyah hasır şapka takmış birkaç şehit vardı. Bu hasır şapkalar, sessizce, efendilerinin devrime olan bağlılığını anlatıyordu.

 

29381f30e924b89996d25d8577b7ae93087bf6dc

 

Bu tanıdık hasır şapkaları görünce aklım karıştı. Çünkü daha önce hasır şapkalarla Çin devrimi arasındaki ilişkiyi hiç düşünmemiştim.

Bu hasır şapkalar bana Çin devrimci tarihini hatırlatıyor.

Uzun yürüyüş yolunda, hasır şapka takan kaç Kızıl Ordu askeri Sincan Nehri'nde savaştı, Jinşa Nehri'ni geçti, Luding Köprüsü'nü ele geçirdi, kar dağlarını aştı; kurbanların başlarında kaç hasır şapka vardı ve devrimci yolculuğun yeni bir turuna çıktılar?

Bu sıradan ve alışılmadık hasır şapka, Çin devriminin tarihinin gücü ve derinliğiyle birleşerek güzel bir manzara çizgisi haline geldi, aynı zamanda Uzun Yürüyüş'te parıldayan bir gökkuşağı oldu!

Günümüzde hasır şapkaları en çok kullananlar elbette çiftçilerdir; sırtlarını göğe dönmüş, toprakla boğuşanlardır. Geniş topraklarda çok çalışırlar, umut ekerler ve vatanın inşasını destekleyen maddi temeli hasat ederler. Ve onlara serinlik hissi verebilecek şey ise hasır şapkadır.

Hasır şapkadan bahsetmek, babamdan bahsetmek demektir.

Babam geçen yüzyılın 1950'lerinde sıradan bir öğrenciydi. Okuldan çıktıktan sonra, bir metrelik platforma çıktı ve tebeşirle gençliğini yazdı.

Ancak o özel yıllarda babamın kürsüye çıkma hakkı elinden alınmıştı. Bu yüzden eski hasır şapkasını takıp memleketinin tarlalarına giderek çok çalışmaya başladı.

O zamanlar annem babamın iyileşemeyeceğinden endişeleniyordu. Babam her zaman gülümsüyor ve elindeki hasır şapkasını sallayarak şöyle diyordu: "Atalarım buraya gelirken hasır şapka taktılar, şimdi ben de hasır şapka takıyorum, hayatta zorluk yok. Ayrıca, her şeyin yolunda gideceğinden eminim."

Gerçekten de, babamın o kutsal kürsüye tekrar çıkması çok uzun sürmedi. O günden sonra, babamın sınıfında her zaman hasır şapkalar hakkında bir konu olurdu.

Emekli olduktan sonra babam, dışarı çıktığı her seferinde hasır şapka takıyor. Eve döndükten sonra da, şapkasını duvara asmadan önce tozunu silkeliyor.


Yayın tarihi: 15 Eylül 2022